Pikap ve Plak Bilgileri Bölüm-3

İçinde : Makaleler Üzerinde: Sunday, March 25, 2018 Yorum: 1 Hit: 9548

‘Direct-drive’ ve ‘Belt-drive’ arasındaki fark nedir ?

Doğrudan (Direct-drive) ve kayışlı (Belt-drive). Adlarından da anlaşılacağı gibi motorun doğrudan tablayı çevirdiği sistem Direct-drive; motorun tablayı bir kayış üstünden döndürdüğü sistemse Belt-drive olarak anılır.

‘Direct-drive’ ve ‘Belt-drive' arasındaki fark Belt-drive'da lastik kullanılmasıdır. Belt-drive pikapta kullanılan lastiğin esnemesi sonucu problem yaşanabilir. Bu çoğu zaman kullanıcının da çözebileceği ufak bir problemdir. Direct-drive pikaplarda ise devirde bir sorun olması motorda sorun olması anlamına gelir ve bu sorunun giderilmesinin maliyeti Beltdrive pikaplara göre daha yüksektir.Kayış, iğne ile birlikte en fazla 

  

değiştirilme olasilği olan parçadir.Kayışta eğer kauçuk yüzeylerinde soyulmalar var ise veya kayış aşırı gergin veya gevşek duruyorsa kayışın değişme zamanı gelmiş demektir. Devir ile kayış doğrudan ilişkilidir, devrin doğruluğunu kontrol etmiş bile olsanız yine de kayışın durumunu kontrol ediniz.

Uzmanlar aracıları ortadan kaldırdığı için Direct-drive teknolojisinin tercihinden yana. Üst düzey hi-fi modeller ise genelde kayış sistem kullanıyor. Tercih sizin..

 

 

Plak Matrix Kodları Nedir ?

 

Plak üretimi sırasında üretim bilgilerini içeren kodlardır.Matriks kodlarında genelde iki ana rakam grubu dikkat çeker. Birinci kod genelde plak etiketinde yani plaklarımızın ortasında bulunan kısımda bulunur. Bu bölümde genelde plak şirketinin ismi, üretim tarihi, plak şirketinin katalog kodu ve genelde pek bir anlama gelmeyen rakam ve harf kombinasyonundan oluşan genelde bir kutucuk içerisine yerleştirilmiş bir kod bulunur.

Plağın iz olmayan bölümünde de bazı kodlar bulunur. Bu bölüm plağın son şarkısının bitimiyle etikete kadar olan bölümdür.

İşte bu bölüm plak koleksiyoncuları için çok önemli bilgiler verir. Bu bölümde bazen makine ile bazen de el ile yazılmış bir kodlar görebilirsiniz. Bu kodların bir kısmı ile plak etiketinin üzerindeki kodlar birbiri ile aynıdır. Bu kod genel olarak plağın her iki yüzünde bulunur. Bu rakamlar plağın hangi makinede kaçıncı kopya kullanılarak

kullanıldığından, hangi teknisyen tarafından hazırlandığına kadar önemli bilgileri verir.

Örneğin bir plak üzerinde etiket bölümünde A55A diye bir kod görüyoruz. İlk yapmamız gereken plağın iz olmayan bölümünde bu kodu aramaktır. Bu kod genelde A55A-X şeklinde bulunur. X yerine genelde bir rakam gelir. Genel olarak bu basit kod sisteminde X plağın bu yüzünün kaçıncı kesim sırasında üretildiği bilgisini verir. kodunun X kısmı işte bu kalıbın üretim numarasını gösterir. Yani A55A-1 kodlu bir plağı, kesilen ilk kalıptan üretilmiş bir baskı olduğunu anlayabiliriz.

  

Bu şekilde plağın hem parasal hemde koleksiyon açısından değeri

artacaktır.

Aşağıdaki resimlerden örnek plağı inceleyebilirsiniz.

 

 

Pikap Kartuşu ve İğne (Cartridge / Stylus - Needle) Hakkında Bilgiler

 

Kartuş ve İğne Arasındaki Fark Nedir ?

 

Kartuş iğne ve kafa ile birlikte tüm mekanizmaya verilen addır. İğne ise kafa ya çıkarılıp takılabilen uç ve metal uzantısı bulunan parçanın adıdır. İğne ile stylus aynı şeylerdir.

 

MM ve MC Kartuşlar (Moving Magnet / Moving Coil)

MC (Moving Coil) kartuşlar ileri seviye kullanıcılar tarafından satın alınmalıdır. Bunlar genel olarak diğer kartuşlardan daha pahalı, daha narindirler. Bazen de özel amfi veya pre-amp gerektirirler.Özellikle

frekans aralığının genişliği ve yüksek ses kalitesinden dolayı odyofil'ler tarafından tercih edilen bir iğnedir.

Bu iğne türünde mıknatıslar sabit durumda olup, iğnenin bağlı olduğu bobinler plak üzerine kaydedilmiş izler sayesinde sabit mıknatıslar

içerisinde hareket ederek sinyali üretmektedirler. En düşük ses sinyali üreten iğne tipi budur.

Genel kullanım alanları için MM (Moving Magnet) kartuşlar

önerilmektedir. Piyasada bulunan yaklaşık tüm kartuşlar MM (Moving Magnet) kartuşlardır. Çeşitli kalite ve fiyat aralıklarında bulunurlar.

Özellikle giriş seviyesi pikaplarda yoğun olarak kullanılırlar.MM iğnelerin ana özelliği, hareket halindeki mıknatıslara sahip olmasıdır.

İğne bu mıknatıslara bağlıdır ve sinyaller, bu hareket sayesinde üretilirler. Hareket, iğnenin plak üzerindeki izler yani girintiler sayesinde titreşmesi ile oluşmaktadır.

 

MC (Moving Coil) kartuş                MM (Moving Magnet) kartuş

  

Kesimlerine göre iğneleri şöyle ayırabiliriz; 1-Basit kesimliler – spheric yani küresel 2-Yaygın kullanılan eliptical-elips

kesimliler

3-Kompleks karmaşık kesimliler- Bu guruba da; fine line, line contact, hyperelliptical, Shibata, Van den Hul, Fritz Geiger, Paraphase, microridge, SAS gibi

Küresel ve Eliptik İğne (Spherical / Ellipitical)

 

Eliptik iğneler daha pahalı fakat daha iyi ses veren iğnelerdir.

Şekillerinden dolayı eliptik iğneler, plak üzerindeki groove (ses yollarını) ve osilasyonlarını (iniş çıkış) daha iyi takip ederler. Evde iyi müzik

dinlemek için eliptik iğneler tavsiye edilir.

Pikabınızın iğnesi eskimişse aşağıdaki fotoğraftaki gibi sivriliğini yitirir önce ses boğuk çıkmaya başlar sonrasında Plak sağlam olsa dahi atlamaya başlayabilir. Bu durum iğnenizin ömrünü çoktan doldurmuş olduğunu gösterir.İğnenin ucunda toplanan toz gibi gördüğümüz kirlilik aslında iğnenin plağı oyması sonucu çıkan kirliliktir..İğnenizi değiştirdikten sonra kaç saat plak üzerinde çalıştığını tespit edip zamanında iğneyi yenilemek gerekir aksi taktirde plak arşiviniz zarar görebilir.Bir iğnenin ( Marka ve modele göre değişebilir ) ömrü genelde 3000-4000 saattir.

Tozlu ,Kirli Plakla ,Temizlenmiş Plak arasındaki Fark

Elektro Mikroskopla plak yüzeyinin büyültülmüş resmi aşağıdadır. 1.Resimde Kirlenmiş plakgörünüyor.

2 Resimde ise Karbon fiber bez ya da fırça ile temizlendikten sonraki hali

görünmektedir.

1.resimde görülen tozlar ve kirler pilağınıza zarar verecek dinlemede problem yaratacaktır.Aynı zamandapikabınızın iğnesi de uzun vadede zarar görebilir. Plaklarınızı mutlaka temizleyiniz.

 

  

Plakların Bakımı

  1.    Plakların en önemli düşmanı tozdur. Bunun yanı sıra sigara dumanı, nem ve ısıda plaklara zarar veren etkenlerdendir. Lütfen plaklarınız bu faktörlerden direkt olarak etkilenebileceği yerlerde tutmayınız.
  2.  Kuru bir bez ile plakları temizlemek, plak üzerinde statik enerji oluşturur, bu da okunma esnasında istenmeyenseslere yol açar. Bu durumda antistatik fırça veya az miktarda temizleyici sıvı kullanılmalıdır.
  3.  Anti statik fırça ile yapılacak temizlik mutlaka plak izlerini takip edecek şekilde yapılmalıdır. Aksi takdirdekanallardaki tozlar temizlenmeyecektir. İşlem fazla bastırmadan narin şekilde yapılmalıdır.
  4.  Anti statik fırçanın kılları el ile temizlenmemelidir. Genelde bunun için fırçada ayrı bir bolum veya aparat olur.
  5.  Plağınız pikapta çalınırken dikkatli olun. El ile manuel kaldırıp indirmeler, titreşimler ve yanlışlıkla değmeler sonucunda plakların üzerinde çizikler oluşabilir. Pikap, hoparlörlerin uzağında veözellikle bas titreşimlerinden uzakta durmalıdır.
  1.  Pikabınızdaki iğneyi değiştirmek için cimrilik etmeyin. Çoğu iğne 3000 saat ömürlüdür. Bu sureyi beklemedendeğişiklik yapın.

 

  1.   Plaklarınızı güneşten ve hatta aşırı sıcak ortamlardan korun. Yüzeyde dalgalanmaları önlersiniz.

 

  1.  Asla plaklarınızı üst üste saklamayınız Bunu her birinin kabı olsa bile

yapmayınız. Şekillerinde bozulmamalar ve yamulmalar oluşur ve bunlar hiçbir şekilde düzeltilemez.

  1.  Plaklarınızı iç kapak (sleeve) olmadan kapağın içine koymayın, kartonda oluşmuş girinti çıkıntılar plağınıza zararverebilir.10.Plağın okuma yüzüne elinizi sürmeyin,

insan tenindeki yağın plak üzerinden temizlenmesi kolay bir isdeğildir.                                                                                                               Mutlaka kenarlarından tutun.

  1.  Plağın okuma yüzüne elinizi sürmeyin, insan tenindeki yağın plak üzerinden temizlenmesi kolay bir is değildir.Mutlaka kenarlarından tutun.

 

Hoparlör Seçimi nasıl yapılmalı ?

Soru : Hoparlörler, amplifikatör gücünün 1.5 katı fazla seçilse olur mu? Cevap : Böyle bir seçimde hoparlörlerin yüksek volümde zarar görmesi kaçınılmazdır. Doğrusu; Hoparlörlerin amfi ile aynı güçte olması bu mümkün değilse daha düşük güçte olmasıdır. Bu, amfiden beklenen en üst düzey ses kalitesinin alınmasında önemlidir. Bu durumda amfinin max. 1/2 sesinden daha fazlasını açmak gereği nadiren duyulur. Halbuki düşük güçteki bir amfi ve güçlü bir hoparlör ile (bir de hoparlör hassasiyeti 90 db' in altında ise) beklenen ideal sese ulaşmak zordur bunun için için bilinçsizce volüm açılır. Bilinenin tersine amfi gücünün daha düşük olduğu bir durumda yüksek volümde büyük oranda distorsiyon gelişir ve empedans değişikliklerinin tolere edilememesi, düşen akım vb. nedenlerle iyi beslenemeyen driverlar hasara uğrar. Özetle hoparlörler kendilerinden güçlü amfilikatörlerin seslerinin açılması ile değil kendilerinden güçsüz amfilerin sesin açılması ile patlar.

Bir hoparlörün kabin yapısının kalitesi; tasarımı sırasında o hoparlöre gösterilen özene ve konstrüksiyonuna dayanır. “Konstrüksiyon” kelimesi genelde “iskelet” anlamına gelse de burası işin içineyüzeyler de girer. Bu yüzeyler genellikle kasanın ağırlığını etkilediğinden, satın alırken kasa ağırlığını göz önünde bulunduranlar bile vardır Kimi hoparlörler dış kaplamalarının altında kat kat sıkıştırılmış sunta ve/veya MDF(Medium Density Fibre Board, Orta Yoğunlukta Fiber Tahta) kullanırken, kimileri bu malzemeler arasında kumu da presleyerek sıkıştırırlar.

Hoparlörlerin üzerine uygulanan kaplama içinse genellikle vişne, dişbudak, akgürgen veya gül ağacı tercih edilir. Bu kaplamalar, üreticilere kaplamada kolaylıklar kadar, renk seçeneklerini çeşitlendirme imkanı da sağlar.

Plastik dökme kasalı hoparlörler ise ağaç kasalara göre genellikle daha düşük kaliteli olarak kabul edilir. Ancak akustik konusunda yaşanan yenilikler, özel plastikten dökülmüş yekpare plastik kasaların da oldukça kaliteli olabileceklerini göstermiştir. Diğer yandan eğer: “HiFi’nin ucuna kadar geldim, ama o kadar da para harcamak istemiyorum.” Diyorsanız, sunta ve MDF kasaların sizin isteklerini gayet rahat karşılayabileceğini söyleyebiliriz. Bunların yanı sıra metal alaşımlı hoparlör kasaları da mevcuttur. Bu tip kasalarda genellikle alüminyum gibi yumuşak metaller tercih edilse de sesin gürültüye dönüşerek dışarıya çıkmasını engelleyen aslında birçok tedbir zaten kasa içine yerleştirilmiştir. Metal alaşımlı kasalar genellikle dökme olup, minumum ölçüde bağlantı noktası içerir. Bazı hoparlör üreticileri tarafından kullanılmakta olup, dikkatle incelenerek alınması gereken sistemlerdir.

 

Hoparlör Alırken Neye Dikkat Etmeliyiz ?

 

Dinleme işlemi sessiz, sakin bir ortamda gerçekleştirilmelidir. Odada mümkünse yalnızca dinlenmekte olan kolonlar bulunmalıdır.

Çünkü diğer kolonların hoparlörleri kendilerine ulaşan ses dalgalarının

etkisiyle titreşir ve bu titreşimleri sesin kaynağında durmasından sonra, kısa da olsa bir müddet devam eder. Diğer kolonlar ayrıca sesin tonu,

yönü gibi hususları da çeşitli şekillerde etkilerler. Dinleme işlemi çeşitli müzik türleri ile gerçekleştirilmeli, kaynak seçiminde insan sesi içeren ve çok sesli sanatsal müzik içeren kayıtlara mutlaka yer verilmelidir.

Eğer bir karşılaştırma yapılacaksa önce bir sistem en az 15 dakika dinlenmeli, daha sonra diğer sisteme geçilmelidir. Bas, tiz, detay, distorsiyon gibi hifi jargonunu unutun,

Sesi değil, müziği dinleyiniz,

Enstrumanları ne kolaylıkla diğerlerinden ayırabildiğinize, takip edebildiğinize bakınız,

Tüm bu kriterlere göre değerlendirme yapılırken unutulmaması gereken bir konu da hiçbir müzik sisteminin mükemmel olmadığıdır. Bir sistem bazı müzik türleri için uygun iken bir başka sistem başka müzik türleri için daha uygun olabilir. Örneğin popüler müzikler en basit müzik sistemlerinde ve televizyonlarda zevkle dinlenebilir. Buna karşılık karmaşık sanat müziklerinden azami zevki alabilmek, hatta bazen bunları anlayabilmek için daha kaliteli müzik sistemleri kullanmak gerekir.

 

Bir müzik sisteminin parçalarını seçmeye hangisinden başlamalıyız?

Bu konuda çoğumuzun en zor değiştireceği unsur salonun ,yerin boyutlarıdır. Salonun,yerin akustik özelliklerini bir miktar değiştirmek

 

çok zor değildir ama örneğin 60m2'lik bir salonda 20x30x40 cm boyutlarında bir kolondan düşük distorsiyon oranlarıyla yeterli akustik

güç ve bas ses elde edilmesi hemen hemen imkansızdır. Dolayısıyla salonu veya yeri seçme şansımız olmadığını farz edersek seçime kolonlarla başlayıp, ona uygun amplifikatör ve CD player,Pikap ile devam etmeliyiz. Cihazların birbirine uyumu konusunda bazı teknik kriterler var olmakla beraber seçimi dinleyerek yapmak en uygunudur.

 

SPEAKERS HOPORLÖR BAKIMI

 

GEREKLİ MALZEME:

Yumuşak fırça Pamuk Badem yağı Antistatik sprey Açıkçası speakerlar için çok özel bir bakım yoktur bu noktada yapılabilecek sınırlı birkaç konu vardır.

1-   Speaker ünitelerinin ince koruyucu tülü üzerinde birikmiş tozları yumuşak bir fırça yardımı ile ortadaki tozkapağının ezilmemesine dikkat ederek almalısınız.

2- Speaker ünitelerinin kenarlarındaki refleks kısımları eğer poliüretan değilde

lastikse zaman içerisinde sertleşme yapar.Bunu önlemek için 6 ayda bir gibi bir zaman diliminde reflekslere badem yağıgibi hafif bir yumuşatıcıyı tozu alınmış bir pamuk kullanarak çok çok ince bir tabaka olarak sürmenizde fayda vardır.

3Speakerlarınızın dış yüzeyi zamanla toz güneş ısı ve diğer yan etkilerden

etkilenir.Bu yüzden dış yüzeyin tozunu almak ve antistatik sprey ile temizlemekte fayda vardır.

 

Geleneksel ve yaygın tip hi-fi sistemlerinde güç amplisi tarafından yükseltilmiş müzik sinyali iki iletkenli bir hoparlör kablosu ile hoparlörlere iletilir. Burada bütün halindeki müzik sinyali ayırıcı devre yardımı ile hoparlör kabinindeki farklı sürücülerin çalıştıkları ses bantlarına uygun biçimde bölünür. Bu şekilde her bir sürücü üretildikleri amaca uygun sinyaller ile beslendiğinden mümkün olan en yüksek performansı gösterirler.

Bi-wire yönteminde ses sinyali, bu yönteme uygun olarak iki çift terminal ve uygun yapıdaki bölücü devre ile üretilmiş hoparlörlere iki çift iletken bulunan bir kablo ile taşınır. Burada amaç kablo iletimi sırasında ortaya çıkan ve farklı frekansların birbirlerini etkilemesinden oluşan distorsiyonların önlenmesidir. Bi-wire bağlantı ile ampli tarafında aynı noktadan alınan sinyal, hoparlördeki bağımsız bas ve mid/tiz terminallerine ayrı ayrı bağlanır. Böylece alt ve üst frekansların iletim sırasında birbirlerine karışması bir ölçüde önlenmiş olur. Burada önemli olan bi-wire çalışmaya uygun bir crossover kullanan hoparlörler ve amaca uygun hoparlör kabloları

kullanmaktır.Bi-wire bağlantı sırasında unutmamanız gereken en önemli konu ise girişlerin hemen altında bulunan köprüleri çıkarmaktır.

 

    

Tri-wire yöntemi de bi-wire’da kullanılan ikişer kablo yerine kanal başına üçer kablo kullanılarak sinyallerin uygun tasarımlı üç yollu hoparlörlerin bas, mid ve tiz terminallerine ayrı ayrı iletilmesidir.

Her iki yöntem de bi-amp ve tri-amp sistemlerde olduğu kadar yarar sağlamasa da seste bir miktar iyileşme sağladığını savunan kullanıcılar vardır. Öte yandan, her iki yöntemin de pratikte hiçbir yarar sağlamadığını savunan uzman ve kullanıcıların sayısı da oldukça fazladır.

 

 

Preamfi nedir?

Bir preamfi küçük bir elektronik sinyali tekrar işlemek veya

yükseltmek amacıyla ayıran bir elektronik amfidir. Preamfi genelde sinyaldeki distorsyonu vegürültüyü azaltmak için ses kaynağına

yakın bir şekilde yerleştirilir.

Genelde eski pikapların sinyal seviyesi düşük olduğundan dolayı amfilere bağlanmalarıiçin preamfi devresiyle sinyal seviyesinin

yükseltilmesi gerekir. Stereo amfilerde genelde pikap gibi düşük sinyal seviyesi olan cihazlarıbağlamak için PHONO girişi bulunmaktadır.

PHONO girişi bulunmayan amfilere dışarıdan preamfi

takılmaktadır. Yeni üretilen pikapların içinde genelde preamfi bulunmaktadır ve amfideki PHONOdışında herhangi bir

girişe bağlanabilirler.

Ev ses sisteminde bir preamfi aynı zamanda değişik ses kaynakları arasında geçiş yapan veses yüksekliğini kontrol eden anahtarların

bulunduğu bir cihaz olarak da adlandırılır. Bu durumlarda preamfi, amfiden ayrı bir cihazdurumunda bulunabilir ve ses sinyali Power Amfi adı verilen amfi ünitesi ile birlikte çalışır.Preamfi ve power amfinini ayrı katlarda olması amfinini güç ünitesinin ses kaynağı

        

üzerindeki distorsiyon ve noise etkisini azaltarak yükseltirken daha az

bozulmuş bir ses sinyalinin işlenmesini sağlar.

 

Lambalı amfi nedir?

Lambalı amfiler, ses sinyalinin şiddetini veya genliğini arttırmak için lamba olarak da adlandırılanelektron tüpleri kullanan elektronik cihazlardır. 1960 ve 1970 li yıllarda lambalı amfiler büyük oranda Entegre amfilerle değiştiler.

Bugün lambalı amfiler daha çok hi-end, hi-fi ve muzik amfilerinde ses karakteristikleri nedeniyle kullanılmaktadır.

Pikapların iğnelerini ne kadar zamanda bir değiştirmek gerekir?

İğneyi ne kadar zamanda bir değiştirmeniz gerektiği konusu daha çok kullanımınızla alakalıdır.İğneler sarf malzemesi sınıfında

olduklarından, ne kadar çok kullanırsanız iğnenin ömrü o kadar hızlı tükenecektir. Pikapiğnelerinin ömürleri genellikle 500 saat ile 1000

saat arasındadır. Dolayısıyla günlük bir kullanımda tek bir iğne 6 sene yeterli gelecektir.

İğnenin tükenmeye başladığını nasıl anlarım?

Tükenen bir iğnede tiz seslerin bozulmaya başladığını ve plağı ne

kadar silerseniz silin, seslerin derinden ve boğuk gelmeye başladığını fark edersiniz.

Pikabımında arka planda sürekli bir uğultu var. Ne yapmam

gerekiyor?

Bazı pikaplarda analog kablonun yanında toprak kablosu da bulunur. Toprak kablosunun bağlantılarını kontrol edin. Toprak kablosunu amfinizdeki toprak bölümüne bağlamanız gerekir.

Eğer toprak bağlantınızda sorun yoksa, elektrik prizinizde arıza olabilir, farklı bir elektrik prizikullanmayı deneyin. Diğer elektrik prizlerinizde de aynı sorun varsa binanızdaki topraklamahattındaki sorun yüzünden pikabınız uğultu yapabilir.

Pikabımda bir kanaldan az ses geliyor. Ne yapmalıyım? Eğer pikabınızda anti-skating ayarı varsa ilk olarak kontrol etmeniz gereken yer orasıdır. Anti-skating, bileşke kuvvetler yüzünden

iğnenin plak izinde sürekli bir tarafa yaslanmasını engelleyen bir ayardır. İz üzerindebirtarafa yaslanan iğne, bir kanaldan daha az, diğer kanaldan daha fazla ses almanıza nedenolur.

Eğer antiskating ayarınız yoksa veya ayarları düzgünse, iğnenizde veya pikabın kafasında bir sorun oluşmuş olabilir. Bu durumlarda cihazın servise getirilmesi gerekmektedir.

Anti-skating nedir? Nasıl ayarlanır?

iğne, plağın üzerindeki izler boyunca hareket ettikçe, bileşke

sürtünme kuvveti ses kanallarıın biri üzerinde diğerinden fazla baskı yapar. Bu da zamanla hemiğnenin, hem de plağınızın (hatta plak

kolleksiyonunuzun) bir kanalında daha fazla aşınma oluşmasına sebep olur.

Anti-skating ayarı, plağınızın bir kanalında oluşan bu baskının

azalmasını ve izler üzerinde daha dengeli hareket etmesini sağlayan bir ayardır. Bu ayarın yapılabilmesi için pikabınızda bu özelliğin olması gerekmektedir.

Yazar :  Oğuz Berk (Berk Plak)

Yorumlar

Oluşturuldu Monday, October 8, 2018 Yazar Fuat Yorum Linki
Elimde ekefon olimpiyat marka bir plak var bunun devre baglanti semasini nasil buluruz
Showing 1 - 1 of 1 item

Bir Yorum Bırak